Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Politics | ||||
Siyasal | güçlü yönler | strengths i. | ||
An enlarged Europe must build on the existing strengths of the Union. Genişlemiş bir Avrupa, Birliğin mevcut güçlü yönleri üzerine inşa edilmelidir. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | güçlü yönler, zayıf yönler, fırsatlar ve tehditler analizi | swot analysis i. |